SAYFA 1 / SİZ DOSTLARIN MAHZUNİ ve TÜRKÜ KONULU ŞİİRLERİ

DAĞ MAHZUNİ

Sazını eline aldın
Vurdukça vur çal
Derdini anlatamadın
Boş ver gitsin sen Mahzuni

Tuttuğun dallar kurudu
Geçtiğin toprak yarıldı
Eserin bir bir sayıldı
Sen dünyada tek Mahzuni

Bu millet değerin bilmez
Anlamaz yüreğin bilmez
Çıkarı var seni sevmez
Zalimlere kar Mahzuni

Korkum yoktur izindeyim
Nere gitsen peşindeyim
Özündeyim sözündeyim
Gözlerimde tek Mahzuni

Senin dinin benim dinim
Yoluna olayım kilim
Akıl bilim kültür ilim
Sendedir tek tek Mahzuni

Sen hakkın ulu kulusun
Halkın sağı ve solusun
YOLCU’nun dönmez yolusun
Sen yıkılmaz dağ Mahzuni

Olcay Yılmaz

GİTME MAHZUNİ

Bizi böyle yalnız bırakma ne olur
Sana yalvarırım gitme mahzuni
Sen bu kadar zayıf güçsüz değilsin
Sana yalvarırım gitme mahzuni

Sesine sazına hasret bırakma
Bizi böylesine derinden yakma
Kalk ayağa haydi öyle yatma
Sana yalvarırım gitme mahzuni

Bilmem kime çatıp kime kızayım
Alıp başımı taştan taşa vurayım
Sensiz bu ellerde nasıl durayım
Sana yalvarırım gitme mahzuni

Sen dünya ozanı kolay ölmezsin
Halkını yareni bırakıp gitmezsin
Ağlıyor yolcu ama bilmezsin
Sana yalvarırım gitme mahzuni

Olcay Yılmaz - 02.05.2001

MAHZUN BABA

Ey Mahzuni mahzun baba
Seni anlayana kurban
Halkın için dağlar aştın
Yürüdüğün yola kurban

Sarılmışsın sevdalara
Taviz vermez yollarında
En kederli yıllarında
Sana dost diyene kurban

Sen yaşayan efsanesin
Fakir halkın yüreğisin
Köylülerin bileğisin
Senin kudretine kurban

Bazen çağdaş kentli olup
Bazen mağdur köylü olup
Gök yüzünde yağmur olup
Düştüğün yere kurban

Yılları arar Mahzuni
Ağlayıp gülmez Mahzuni
Bir daha gelmez Mahzuni
Yolcu o yoluna kurban

Olcay Yılmaz - 17.12.2000

DOST MAHZUNİ

Dün geceleyin rüyamda
Seni gördüm dost Mahzuni
Sana vardım elin öptüm
Geçip gittin dost Mahzuni

Saçların simsiyah idi
Bugün gibi yürekliydi
Bu dünyaya gerekliydi
Senin gibiler Mahzuni

Seni görmek için dostlar
Dedeler pirler yoldaşlar
Sıraya girmiş insanlar
Senin için dost Mahzuni

Sanki yıllar geri dönmüş
Gerçek insan değer görmüş
Benim rüyam kısa sürmüş
Anlamadım dost Mahzuni

Rüyalarım gerçek olsa
Doğru insan yerin bulsa
Yolcu hep yanında kalsa
Ne dersin sen dost Mahzuni

Olcay Yılmaz - 07.05.2001


BABAMA

sazınla geldin bize
söyledin türküyü gönlünce
canımıza can kattın bize
desinler mahzuni babam ölmedi

gönlümüzün tahtını kurdun sen
türküyü söyleyince yarayı sardın sen
pir sultan'dan veysel'den söyledin sen
desinler mahzuni babam ölmedi

Burak Baykal - Sivas
 

Vah vah

Serçe yuvasına baykuş konmuş
Haydarın dilinden osman geçiyor
Bizim memlekette recep başkan
Vah benim gardaşım vah vah

Bahar ayında kar oldum bittim
Ovacıkta munzur pınarı idim
Bizim köyün muhtarı idim
Vah benim gardaşım vah vah

Barışım mahzuninin yolcusu
Öter yurdumda amerikan borusu
Elin illerinde sıla kaygısı
Vay benim gardaşım vah vah

Barış Biçici


(demedimmi mahsuni)

kimler geldi geçti ilkbaharın
son ayında ecelseni alırgider
demedimi mahsunin demedimmi
pirim alırgider seni sinesine sarar
demedimi mahsunin demedimmi

ana dolunun bağrından elbistanın
toprağından berçeneğin özünden
ecel seni alir gider demedimmi mahsuni
sinesine sarar demedimmi mahsuni

sazın kırık kalem kırık
kimler yazar kimler çalar
neler yazdın neler çektin
ecel alır gider demedimmi
mahsuni demedimmi mahsuni

SÖZ: RAMAZAN TEKİN


MARAŞ GERÇEGİ
„Dondurması kadar serin biberi kadar acıdır”

Binboğaya Engize’ye doyolmaz
Nurhakın gururlu başı eğilmez
Cerit yaylaları kolay yayılmaz
Görmeden anlamak zordur Maraş’ı

Elbistan dağları maden yatağı
Bir servetir Pazarcağın toprağı
Köylünün umudu bostanı bağı
Baharda her yanı mordur Maraş’ın

Yobazı durmadan mazlumu ezer
Ökeşin belinde satırla gezer
Bozarsa kafayı Cennet’le bozar
Biliriy ufku çok dardır Maraş’ın

Aşretin dağlarda dertleri çoktur
Üçünün beşinin boğazı toktur
Yaşadığı çağda haberi yoktur
Daha orta çağı yardır Maraş’ın

Durduran olmadı bu yamyamları
Karanlığı koruyan adamları
Gözümde gitmiyor katliyamları
Bunca katlıyamı sırdır Maraş’ın

Kanlıdır bir yüzü Tariht’e leke
Kahraman sayıldı kan döke döke
Sakalı fesatın hayali Mekke
Paslanmış vijdanı kördür Maraşın

Yüyümüz gülmedi yasta karada
Zeytinde Tekkede Kanlı Derede
Dümrül’ün;Davası kaldı orada
Tarihte karası vardır Maraş’ın

Ahmet Dümrül / 28.03.03

SEBEBİ NE

Pirsultan yurduna duman sardılar
Bir ateş yaktılar seyre durdular
Ateşe otuz üç insan verdiler
Sebebi ne diyemedin ANKARA
Kömür kara vijdan kara gün kara

Akarsu’nun Sıvas’ta bir taşı var
Nesimi’nin derisiyle işi var
Hasret’in gözünde akan yaşı var
Feryadını duyamadın ANKARA
Vijdan kara düzen kara gün kara

Madımak’ın duvarında kan damlar
Nerde idin yakılırken insanlar
İnsan dedik anlamadı yamyamlar
Sen keyfine değemedin ANKARA
Kömür kara vijdan kara gün kara

Hani hepimizi aynı severdin
Doksan üçte nasıl yakıldık gördün
Hesap soracağım diye söz verdin
Hiç birine kıyamadın ANKARA
Vijdan kara düzen kara gün kara

Temuzun ikisi çaldı tamtamlar
Dümrül;toplandılar doldu meydanlar
Ozan yazan aaydın idi kurbanlar
Yedin yedin doyamadın ANKARA
Vijdan kara düzen kara gün kara

Ahmet Dümrül / 17.05.2003-05-22

NERDESİN SEN
Meydana çıkan
kirletilmemiş
bir filizdir sevdamız
emekliyen bir çocuk
ses bekliyen sesizliktir
sevgi ister/ birlik ister
cesaret ister/güç ister
Ne zor şey
yeryüzünde
bir toprak parçasını
vatan edinmek
ne zor şey
nerde kaldın
nerdesin sen

Baaak
dar geliyor
Avrupa gömleği
eskidi
yavaş yavaş parçalanıyor
her parçası bir bıçak
yaralar
dağlanırım dağılırım
kanar
kanım içime akar göremesin
gideceğin yerin olmaz
kayıp etiklerini bulamasın
Kartalkaya'ya Aksu'ya
Kandil’e Karadağ'a
sahip çık
bu dağlar ovalar ve sular
bu topraklar senin
nerde kaldın nerdesin sen

Resamın çizdiği taplo
Şairin aradığı söz
birleşen eller
barış arayan gözler
çağını anlatan anı
bırakılan eserdir
Bu eserin
bir parçasıda sen ol
ustası ol/işçisi ol
ayağı ol/el’i ol
makanizması ol/Şarteli ol
kalemi ol/dil’i ol
nerde olursan ol/ne olursan olda
dert olma derman ol
yolcular
levası dikilmiş
durakta bekliyorlar
nerde kaldın sen nerdesin

Ahmet Dümrül / 10-02-05


AŞIK MAHSUNİ ŞERİF'E

Amerika yakar acıtır canı
Yetmiyor dertlere sazım Mahsuni
Seyrettik hepimiz vahşeti kanı
Görmedi kör oldu gözüm Mahsuni

Naçiz diye satar vatan taşını
Haksızlık diz boyu aldı başını
Hak arayan kendi görür işini
Nedir bu işlere çözüm Mahsuni

Arıyla çiçeğin arası bozuk
Bereket kalmadı yetmiyor azık
Şimdi yiğitlerin yüreği ezik
Melemiyor artık kuzum Mahsuni

Kurduğu sofrada haram yiyenler
Aleme fitneyle fesat yayanlar
Hırsıza arsıza övgü sayanlar
Artıkça artıyor sızım Mahsuni

Bülbülüm öterim yarin bağında
Sevdanın çileli yüce dağında
Canan ki avladı kaldım ağında
Geçmiyor yiğide nazım Mahsuni

LEYLÂ AKGÜL / 19.05.2005

 

sayfa 1

 

geri
sizin köşeniz
ileri

 

yukari

© [ tasarım: yüksel gürel / tasarim@mahzuniserif.com ]

Free JavaScripts provided
by The JavaScript Source