BERÇENEK
KÖYÜNÜ KONU ALAN YAZILAR ve ŞİİRLER |
Berçenek,
K.Maraş ilinin Afşin ilçesine bağlı bir köydür.Doğusunda Çomudüz
köyü ve Alemdar köyü, güneyinde Elbistan-Afşin Temrik Santralı,Çolhan
ve Yazıbelen köyleri, batısında Kangal İnci Köyü, kuzey-batısında
Tanır nahiyesi bulunur. Elbistan ve Afşin ovasını çevreleyen batıda
Atlas ve binboğa dağları, kuzeyde İtkıran dağı, doğuda Sultan Yaylasının
etekleri, güneyinde Nurhak Dağı etekleri ve Şar Dağı ile çevrili
harita içinde yer alır. Kuruluş tarihi yeni olmasına rağmen ova
ve dağlık köylerinde çok tanınmış bir köydür.
Köyün ismi;Aşiretin Hozat Barginek
Köyü'nün anısına ve köyün(Berçenek) kuzeyinde bulunan tuzluk kayasındaki
tuzlukların bulunduğu kaya üzerindeki oluşmuş çanaklara verilen
'Beriçanak' isminden esinlenerek Berçenek
olarak Konulmuştur. Bu kayaların hemen dip kısmında bulunan su kaynağına
Bodur pınarı derler. Biraz daha aşağıda Taşköprü vardır. Karasüleyman
denen çayırın kaynayan suyu bu derecikten akar. Berçenek'den Tanıra
giden bu yol üzerinde bulunan Dere köprüsünün adı Taşköprüdür.
Köyün
kuzeyindeki İtkıran Dağı eteklerinden başlıyarak Berçenek özüne
berçenek özünün Hurman suyunda Tanırdan gelen bağlikle birleştiği
yere kadar bayır altı dere üstü tepe düzlük bir arazi üzerinde
yerleşmiş. Bodur pınarından başlıyan kaynaklar şu isimleri alır;
Baş pınar, Kuyu, Pekpınar, Cırcır, İnsafkuyusu, Civcik haci kuyusu,
Yürepte körbayramın kuyuları sırasında körpınar, Cırıkbabanın
tarlası ve biraz üste durna pınarı, köyün doğusunda çomu yolu,
çılbak merasının başladığı yer yukarı cılbak-aşagı cılbak olmak
üzere kaynak suları vardır.
Köy
kuruluşunu yapanlar Avuçan ocağından gelen aşiret Hacibektaşa
bağlıdır. O dönem Hacibektaş'dan gelen babalar olurdu bunun yanında
Malatya, Darende ve Sivas'tanda dedeler geldiler. Köye ilk gelenler
Avuçanlı ocağına bağlı olanlar tam dört dörtlük bektaşi kültürünü
sergilemişler. Onları takip eden Şakir baba, Cırık baba, Darandeli
Tayyer efendiden el tutmuşlardır. Bu el tutmanın çok kısa bir
geçmişini anlatmak isterim. Tayyer efendi belliki yaşlı taliplerini
görmekte zorlanıyor. Berçenek'teki, talipler toplantı yaparlar
toplantıda beş kişinin darandeye Tayyer efendiye gitmelerine karar
verirler. (Hasanhüseyinbabanın oglu)Alirza efendi(bulut), Şakir
baba, Cırıkbaba ve iki ismi hatırlıyamadığım Erenler Darendeye
giderler. Akşam üzeri Tayyer efendinin evine misafir olurlar.
Gelen misafirler yerlerini, alırken Tayyer efendi diğer odada
normal üstünü giymek için odadan çıktıgında orada bulunan küçük
10 ve 12 yaşındaki torunu gelen misafirlere "Dedem
bu gün sizin geleceginizi söyledi. Dedem sizin geleceğiniz yola
baktı akşama gelirler dedi. Ne için de geldiginizi söyledi''
deyince. Ayağa kalkarlar saygı gösterisi yaparlar. O akşam muhapbette
Tayyer efendi o gelenlerden Alirza efendiye el verir amaneti gelenlerin
huzurunda teslim eder Alirza efendi de birlikte gelenlere sorar
ve sorumluluğu üslenir.
Berçenek
türkmenleri 1880 ve 1960 yılları arasında aleviliği gerçek anlamda
yaşarlar.Kış ayları o yıllar çok uzun olurdu bir metre karın yağdığına
bende şahidim. Işte bu kış aylarında köye haci bektaşdan ve diger
yerlerden baba ve dedelere aylar süren toplantı ,cemler yapılır
semahlar dönülür,Kardeşlik musahiplik gelenekleri bunun yanında
suçlular arınır toplum baharı dayanışma birbirlerine yardım ederek
karşılardı..
Köyün
kuruluşundan itibaren köye bir çok göçler gelir. Köye gelenler
içinde sünnü olan aileler de vardır. Zamanla köy nüfusu çoğalır.
Köye uzak yerlerden doğudan da aşiretler gelmeye başlarlar. İlk
gelenler Cırıklı, Fatişler, Kocalar, Alhaslar, Durmuş, Civcikler
Savranlar ve Daşolar. Arada tek aile olarak gelenler olur ve Köye
çoban olarak gelenlerden ALİBEŞİK çok ünlü hatırı sayılır bir
değerli can insanlara kendini kabul ettirmiştir. Köy yolu üzerindeki
yolun sağ tarafında mezarı bulunmakta. Bu babanın birçok değerli
sözleri var köyün gidişatından bazı şeyler sezinlemiş olmalı ki;
Bir cemaatte derki "Bir gün gelecek
Hunu Berçenek olacak Berçenekte Hunu olacak". Bu sözü
yeri geldikce CIRIK baba misal verir Alibeşik anılırdı.
Uzun
yıllar berçenek'te her evde bir saz, cura, bağlama olurdu. Tabi
cemler yapılır semahlar dönülürdü. Hunu'da ise şah diyenin dili
kesilir keskin şariat yasaları hayatta geçerli idi. Zaman
geldi Mahzuni Berçenek'den dünyaya ışık tuttu. Ama berçenek'te
semah- saz-söz de bitti. Hunu'da ise saz öğrenmiyen kalmadı. Bu
gerçeği ALİBEŞİK görmüştü. Bu sonradan gelenlerden erenlerin iki
mezarıda Allas Hüseyin'in evinin hemen dibinde bu iki ermişlerde
Berçenek'te kalmak isterler. Bu konuda ileri saflarda daha geniş
yer vererek tanıtma imkanı olacak.
Berçenek
köyü aslında belalı bir köy.Köyün kuruluşunda köyün arazisi boş
kır yazı olması köye gelenler acısında işletmeye hazır arazi bu
arazinin sahibi olmaları için çok anlamlı yapısı var. Köye yerleşen
kişiler boş araziyi tarla yaparak işlemeye başlarlar. Elbistan
ağa kadir oğulları köyün yerinde yerleşimi duyuyorlar. Bu adam
ellerinde belirli tapu ve hüyüklerin ismi yazılı tapu belgesi
getirip köylüye gösteriyorlar. Arazi işletebilirsiniz köde kalabilirsiniz
Araziden çıkan hasılata ortak payımızı verceksiniz derler ve köylüyü
haraca bağlarlar.
Bu
haraca bağlanma Memet Kaye (Mahzuni'nin dedesi)in muhtarlığı
döneminde köylünün bir hasat zamanı ağanın köye geldiğinde ağayı
köyden kovarlar ve o sene haraca bağlanan köy bu zulumden kurtulur.
Ağa boş durmaz Köyü mahkemeye verir, köylü işgalci olarak zanlı
durumuna düşürülür. Koca Durmuşaslan'ın muhtarlığında okur yazar
olmayan durmuş amca yanlış bir imza atar. İş o imza ile köyün
arazisi iyice olumsuz bir konuma girer.1963 yıllarında Durmuşali
Kul'un muhtarlık döneminde de aynı ağa köylü tarafından pataklanır.
Her geçen gün daha da kötüye giden bu durum bu dava iki kere de
temize gitti. En sonunda köylünün ve ağanın Avukatlarının bulduğu
bir çözümde anlaşılır. Köye bir değer biçilir o bilir kişi kararını
her iki taraf da kabul ettiler. Köy seksenbin liraya alınmış olur
ve böylece dava kapanır.Tapukadostro köye gelip herkesin arazisini
tapulaştırır. Bu olay üzerine Mahzuni ''Satılıyor berçenek'' türküsünü
söylenmiştir.
Berçenek'li
FEZALİ (Hacı Cırık)
|
BERÇENEK!!!
(Tarlacık) kırk yıldan sonra tarihe karıştı. Köylülerin isteği üzere
köy muhtarı köyün eski ismi olan BERÇENEK ismini almak için yaptığı müracaat yerinde
bulundu. Köyümüz Berçenek köyü olarak kayda geçti. Hiçte alışamadığımız
''Tarlacık'' isimi geldiği gibi gitti. Günümüzün PİRSULTANI MAHZUNİ türküleri
ile bütün dünyaya tanıttığı BERÇENEK gerçek yerini buldu. Berçenek'liler ''Tarlacık''
isminden kurtuldular ama, aslında köylünün esas daha ciddi sorunu: AFŞİN ELBİSTAN
TERMİK SANTRALI Bu iki Termik santral Elbistan ve Afşin halkı'nın geçim kaynağı.
Çevre köy ve kasabalardan çalışanlar olduğu gibi Türkiye'nin diğer bölgelerindende
çalışanları var. Bu Termik santrallar'da üretilen elektirik tabiki ülkenin ihtiyacı
olan elektiriğini karşılıyor. Bu anlamda Elbistan başta olmak üzere
Afşin Göksün'de hareketli bir yaşam gözle görülür. Bu saydıklarıma itirazımız
olmasa gerek, bunu kim onaylamazki. Bu saydıklarım perdenin önünde gözle görünen,
elle tutulan övüne övüne her zaman hesabı tekrar tekrar yapılanlardır. ESAS
SORUN Benim belirtmek istediğim: O bölgede yaşıyan insanların ve çevrenin hayatı
konumu, yani sağlığı önemlidir. Santralların kuruluşu arefesindeki halka verilen
hükümet eden ve diger partilerden görevli ve sorumlu insanların, altını çizerek
kulaklarımıza tıkarcasına söyledikleri vaatlere bakarsak, bu güne kadar yüzde
doksanı'nın yerine getirilmediğini görebiliriz. Bizim yüce degerli halkımız çok
duyarlı aynı zamandada çok unutkandır. Sorumlu yöneticiler halkın bu özelliğinden
çok iyi faydalanmasını bilirler. Seçimlerle başa gelen her yeni hökümet edinen
partiler bir öncekinin çalgısını çalarlar, yüce halkımızda her zaman olduğu gibi
bir ümitle onları alkşılarlar. Bu yukarda anlatmaya çalıştığım devri ağlem bilindiği
gibi sürer gider. Burda çok önemli esas mesele, şu her iki Termik
Santrala üç kilometre yakında olan köyümüz, yani asrımızın OZANI MAHZUNİ'nin köyünden
örnek vermek istiyorum. Benim susuz köyüm/ yolsuz köyüm/ Tozlu köyüm/ diye adlandırdığı
dillendirdği köy. Bu gün bu köy Kömür tozu kömür zehri saçılan havası bozuk, kömürün
zararından aslan payını alan köyüm diye şiir yazardı. Yanan kömürün külünün
döküldüğü yerle Beçrenek'lilerin evlerinin arasında tam iki kilometre mesafe var.
Bizim bu bölgede kalbi denen güneyden kuzeye doğru esen yelimiz varya işte o zaman
gelin Berçenek'in halini görün. Bu olay kar yağdığında dahada belirgin olarak
görülür.
Bu köyün günahı neydi? Kömürün külü Halil ağanın arazisine
dökülerek, ağanın arazisi istimlak ediliyorda kül döküldü diye, peki neden bu
köyün kül yığınına birleşik olmasına rahmen o arazi istimlak edilmiyor. Burada
yaşayan insanların hayatı hiçmi önemli degil? Nerede devletimizin vatandaş sorumluluğu,
yüksek ses tonları ile halka vaatte bulunan yetkililer sözlerini laf olsun diyemi
söylediler. Yüce halkımız bu insanları alkışlarken onlara olan duyguları neden
su istimal ediliyor. Bizim halkımız gerçekten saygılı ve aynı zamanda sabırlıdırlar.
İstiyorlarki devlet büyükleri sorumlu merci ve mevkiler bu acı ve ciddi gerçeği
görsün ve çare bulsunlar. Bu saymaya çalıştıklarım sadece bir köy örnekği, bunun
yanında diğer çevre köylerinde durumu aynı bunu anlamamak mümkün değil. BAŞKA
BİR KONU: Berçenek köyünde köy halkı çocuklarının okutmayı, tahsil, sanat ve zaanat
edinmelerini tercih etmezler mi? Bu insanlar var olan bütün imkanlarını kullanarak
çocuklarını sanat sahibi yaptılar. Sanat lisesi ve normal lise mezunu gençler
var bunların bir kısmı başka bölgelerde iş aramak için köyü terkettiler, bir kısmıda
köyde mevsimlik iş oldukça çalışıyor. Mademki bu köy halkı bu zehri
ciğerlerinde soluyor, peki neden köyünden uzaklarda iş aramak için köyü terkediyor.
Köyden iş nedeninden göç edildiği için köyün okulu kapanmakla yüzyüze kalıyor.
Sonbahar ayında Berçenek'de on hane kalmıyor onlarda ihtiyar ve bir yerlere gitme
şansları yok. Yüz hanenin üstündeki köyün bu gün durumu böyle. Bu yürekler acısı
olayı öneme dikkate alabilecek devletin hiç mi bir makam sorumlusu, yürekli, vatanını
milletini seven görevlisi meydanlarda görülmüyor? Bu sorunlar aynı zamanda diğer
çevre köylerin de yürekler acısı sorunudur. Kaza ve köyler'de yaşayan
yerleşik halk baş kaldırmıyor çünki her hökümet edinen partilerin vaatlerinden
hala ümütleri var ve uzak yerlerden gelen halkdan insanlar oradan geçimini sağlıyor.
Bu iki önemli neden dolayı kömürün isinden pisliğinden zehrinden gelen bir çok
sağlık sorunu yaşıyan insanlar yalınız kalıyor. Ortam böyle anlamsız sorumsuz
'denge' içinde idare ediliyor. BUNA çözüm elbette baş kaldırı ilk pilan olmamalı
bunu gönül istemez. Yanan kömürün bacadan etrafa gas yayılan kirliliğin modern
filtlerle bir taraf edilmesi mümkün, bu denenmeli. İkinci çözüm; kömürden gerçekten
zarar gören köylerin arazisi istimlak edilerek o insanlara başka yerlerde yaşam
hakkı verilmeli. Üçüncüsü; Bu kötü olaydan zarar gören çevre yerli insanlarına
o işletmede iş imkanları sağlanmalı. Bunlar akla gelen ilk çözümlerdir. Daha iyisini
bilenler devreye girmeli bu halka acı veren olumsuzluğu ortadan kaldırmak Devletimizin,
hükümetimizin ve hepimizin görevi olmalı. ELBİSTAN, AFŞİN ovasında
yaşamış ve yaşamakta olan değerli insanlarımızın yetiştirdigi türkiye çapında
ve dünya çapında değerli evlatları var. Bizim pehlivanlarımız ünlüdür. şiir yazar,
fıkracı ve bir çok marifetli insanları olduğu gibi ASRIN PİR SULTANI ünvanını
almış halk ozanımız MAHZUNİ ŞERİF'imiz var... İl ve içlelerimizde yaşayan bizler
bu varlıklarımızla elbette gurur duymak hakkımızdır. Şu son üç senedir Berçenek'te
etkinlikler oluyor. MAHZUNİ ŞERİF'i anma törenleri yapılıyor. Bu etkinliklere
birinci de dört bin, ikincide onbeş bin, üçüncüde ise kirk bini aşkın insanımız
bir araya gelerek dayanışmayı, birlikte türkülerimizi söylemenin yapılabilir olduğunu
gösterdiler. Bu etkinlikler insanların bir arada kavgasız severek,
kültürünü yaşamayı onun özünde bulunan dostluğu tattılar. BERÇENEK yüzelli
yıllık kuruluşundan bu güne kadar içinde olduğu gibi çeveresinede iyi geçinmeyi,
dostça yaşatmayı hizmet bilmiştir, bunun aksini söylemek mümkün olamaz. Burada
şu mesajı vermek istiyorum: İlimizin Valisi, kazamızın Kaymakamı, Belediye
başkanları ve köy muhtarları, bunun yanında halka hizmeti hak bilen görev bilen
parti ve sivil demokratik kitle örgütleri haklla elbirliği içinde Mahzuni'yi anma
törenlerini Mahzuni'ye yakışır Mahzuni'nin felsefesinin özüne uygun anma törenlerini
onbinlerce halkın ayakta sabır ve sevgiyle alkışladığını, görmemek mümkünmü, bu
anma törenini inşallah bu sene daha iyi bir yer zemin hazırlıyarak gerçekleştirelim.
Bu bir barış, içinde yaşamanın yarışı olmalı. Gelecek gençliğimize
en iyi vereceğimiz miras barış olmalı, daha da coşkuyla kutlama anma törenlerinde
buluşmak ümüdü ile Mahzuni hayranları sevenleri ona gönül verenler daha da güçlü
birlik, kadeşlik içinde Berçenek'te buluşmak ümüdiyle hepinizi Mahzuni adına yürekten
selamlarım. Berçenek'li FEZALİ (Hacı Cırık) ~
* ~ KARADUMAN
Kara duman Elbistan Afşin ovası Sar dağı binboğa yasa bürünmüş Haram
olmuş ovaya kışı yazı Sar dağı binboğa yasa bürünmüş Şşliyor santralı
alırlar karın Gelecek nesile karanlık yarın Tutulmuş boğazı kapalı burun Sar
dağı binboğa yasa bürünmüş Atlas görünmez oldu kara duman Santrala
baglanmış bütün güman Bu gidişle halkın hali çok yaman Sar dağı binboğa
yasa bürünmüş Sıra sıra santral kurulur neden Sevinir cepler doldurup
kar eden Fezali sahipsizdir kime ne den Sardağı binboğa yasa bürünmüş Bu
şiirimle Afşin Elbistan çevresi devlet yetkililerine ve duyarlı insanlarımıza
çağrı yapıyorum. Kömür işletmesi işlesin ama bacalarına takılması gereken filitreleri
takılsin. Ilerde insan olmayan ova konumuna düşmüyelim saygılarımla.…. Berçenek’li
Hacı Cırık |
Berçenek
benim aklımda her zaman 1950 lili yılları ve sonrası konumu cerayan eder. Rüyalarımda
daha o günlerin Berçeneğini seyrederim. O günlerin özlemi içimde yanar tüter o
günlerin hasretini çekerim. Bu şiirimi o günlerin berçenek'i için yazıyorum. BERÇENEK
DÜZÜ
Aklımdan çıkmıyor berçenek düzü Ekini yeşerir baharı
bir başka Yayılır koyunu kalkardı tozu Annesi güzel gelini bir başka
Hendeğin kenarı öllük elenir Sığır koyun kuzu yatar belenir Yağmur diye
dua eder dilenir Ovası güzel verimi bir başka Köyün sohbeti ceminde
dem olur Çalar söylenir ne kam ne ham olur Semahı eden erenler tam olur Yenilir
kömbe dilimi bir başka Aşıklar sedası deler yüreğim Fezalim
der o günleri göreyim Hasretim ah kollarıma sarayım Çalar söylenir pencesi
bir başka Berçenek'li FEZALİ (Hacı Cırık) |
BERÇENEK
köyüne özğü bir şiir gurbetten eskilere bakış |
KAYBOLDU
GİTTİ Bir zaman bağ bozup serği atanlar şekeri şerbeti kayboldu
gitti Yorgun olup yerde sergen yatanlar Gülleri gölgesi kayboldu gitti
Ekin biçen tarlada vardı ırğat Günlerce yorgundu ederdi feryat Aylarca
ağzında kalmazdı hiç tat Tatlısı tatsızı kayboldu gitti Tarla takım
çalı çıbık dikenler Yalın ayak yürür ekin ekenler Aşık olup nice yürek yakanlar Aşığı
maşuğu kayboldu gitti Kimi hacı oldu başında fesi Türküler söylerdi
yanıktı sesi Sohbetler ederdi insanın hası Sözüyle sohbeti kayboldu gitti
Koyun kuzu sürü gelir ardından Yığın yığın ekmek yapar tandırdan Ümüt
dolu yaşar iken yurdundan Yaşarı yaşamaz kayboldu gitti Fezalim şarabı
bade deminde Dört mevsim yaşar sohbet ceminde Bilse ömür biter toprak sonunda Bileni
bilmezi kayboldu gitti
Berçenek'li
FEZALİ (Hacı Cırık)
|
|